Blogunuzun Kapsamını Nasıl Belirlemelisiniz?

Blog Yazarken Blogunuzun genel bir blog değil de sınırları ve kapsamı belirli bir blog olmasının iletişim kurmak istediğiniz okur kitlesine ulaşmak için önemli olduğuna daha önce değişmiştik (bkz: “Blogun Kapsamı”). Bu yazıda blogunuzun kapsamını nasıl belirleyebileceğinizi inceleyeceğiz.

İlgilendiğiniz Bir Konu Seçin
Blogunuzun konusu her şeyden önce sizin ilgilendiğiniz, etrafınızdaki diğer insanlara göre daha fazla bilgi sahibi olduğunuz, yakından takip ettiğiniz bir konu olmalı. İnternet okuru, zaten ana haber bültenlerinde, gazetelerin yaşam sayfalarında bulabilecekleri pek de derinlikli olmayan, ele aldığı konuya hâkim olmaktan uzak bir blogu takip etmek istemeyecektir. Bu nedenle seçeceğiniz konu hakkında ortalama okurdan daha fazla bilgi sahibi olmalı, yeni bilgilere hangi kaynaklardan ulaşılabileceğini bilmeli ve kendinizi bu konuda sürekli geliştirmelisiniz. İlgilenmediğiniz, kendinizi sürekli geliştirmek istemeyeceğiniz bir konuda uzun erimli işler planlamak sandığınızdan bile daha zor olabilir.

Üzerine Bol Bol Yazabileceğiniz Bir Konu Seçin
Yazmaya başladığınız konuda yıllarca yazabilecek birikime, ya da böyle bir birikimi oluşturabilecek kaynaklara sahip misiniz? Kişisel donanımınız seçeceğiniz konu üzerine uzun süre, tekrara düşmeden yazabilmenize elverecek denli derinlikli olmalı. Bunun yanısıra konuyla ilgili güvenebileceğiniz kapsamlı kaynakların elinizin altında ya da ulaşabileceğiniz uzaklıkta olması, blogunuzun sürekliliği açısından yararlı olackatır.

Donanımlı olmanız kadar konunun kendini yenileyen, güncelliğini koruyabilen bir konu olması da önemlidir. Üzerine yeni araştırmalar yapılan bir bilim dalı, sürekli haberlere konu olan alanlar (spor, kültür, sanat, politika, magazin) bu açıdan yeterli malzeme sunarlar.

Sınırlı (“Niş”) Bir Konu Seçin
Herkesin bir fikrinin olduğu ortalama konularda doyurucu yazılar yazmak zordur. Meselâ Türkiye’de futbol üzerine hazırlayacağınız bir blogun popülerleşmesi, binlerce başka nitelikli blog arasından sivrilmesi çok zor olacaktır. Oysa başka spor dallarında yazacak olanların işi o kadar zor değildir.

Söz gelimi, Türkiye’de pek yakından takip edilmeyen, spor bültenlerine kendine kolay kolay yer bulamayan bir spor dalını, diyelim squash’ı konu olarak seçmek (eğer bu spor dalı ilginizi çekiyorsa) sizi kısa sürede bu spora ilgi duyan okurlarla buluşturacaktır. Zaten hakkında fazla yazılıp çizilmeyen bu spor dalındaki haberleri, gelişmeleri okurlarınıza aktarırken “acaba okurların başka kaynaklardan da erişebileceği şeyler mi yazıyorum?” endişesine kolay kolay düşmezsiniz.

Başka bir alternatif de herkesin fikir sahibi olduğu bir alanın bir alt kategorisinde uzmanlaşmak, blogunuzu o konuya hasretmektir. Meselâ futbol hakkında bu kadar çok blogun olduğu Türkiye’de Süper Lig takımlarının altyapıları ve PAF takımları üzerine uzmanlaşan blog bulmak bayağı zordur. Böyle bir konu seçtiğinizde “niş” bir okur kitlesine ulaşmanız çok daha kolay olacaktır.

Üzerine biraz düşünerek, internette biraz araştırma yaparak siz de kendi “niş”inizi, blog kapsamınızı bulabilirsiniz. Bu üç kerteriz noktası bulduğunuz kapsamın ne denli başarılı olacağının da göstergesi olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder